Türk-İslam Sanatlarında Terminoloji Sorunu

Türk-İslam Sanatlarında Terminoloji Sorunu
12.06.2015
1.094
A+
A-

Bu yıl 4’ncüsü düzenlenen ‘Türk İslam Sanatları Tarihi Anabilim Dalı Koordinasyon Toplantısı’ ve ‘Türk-İslam Sanatlarında Terminoloji Sorunu’ isimli çalıştay, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen ‘IV. Türk İslam Sanatları Tarihi Anabilim Dalı Koordinasyon Toplantısı’ ve ‘Türk-İslam Sanatlarında Terminoloji Sorunu’ çalıştayı 11 Haziran Perşembe günü SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarını SAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Arkan, İlahiyat Fakültesi Dekanı H. Mehmet Günay ve İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Memiş’in yaptığı çalıştayda, Türk-İslam Sanatlarında kullanılan terminolojik kelimeler ve sorunlar konusu masaya yatırıldı.

3 farklı oturumda 8 ayrı konunun ele alındığı çalıştayın ilk oturumu, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Candan Nemlioğlu’nun Başkanlığında, Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Ahmet Saim Arıtan, Yalova Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Sürün ve Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Araştırma Görevlisi Hayrunnisa Turan’ın katılımı ile gerçekleştirildi.

“Palmet ve Arabesk Terimlerinin Kullanımı” konusu üzerine bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Ahmet Saim Arıtan, Palmet’in bir çok tanımı bulunduğunu, en yaygın olanının ise ‘Bir orta eksenin her iki yanında simetrik olarak düzenlenmiş yelpaze gibi birbirinden ayrı duran yapraklardan oluşan bitkisel bezeme ögesi’ olduğunu söyledi. Palmet’in kaynağının tam olarak bilinmediğini ifade eden Prof. Dr. Arıtan “Kaynağı tam olarak tespit edilemeyen ve fakat doğulu bir motif olarak ortaya çıktığı düşünülen Palmet'in, anavatanı olarak eski Mısır ve Mezopotamya çevresi kabul edilmekte ve Palmet motifinin oluşumunda Palmiye ağaçlarının etkili olduğu düşünülmektedir. Üsluplaştırılmış haliyle Palmet, bir takım Palmiye türlerinin yeni çıkan yaprağı veya Palmiye ağaçlarının silueti olarak da görülmektedir. Temelde bitkisel karakter taşıyan ancak her örnekte farklı derecelerde üsluplaştırılarak tabiattaki asıl yapısından uzaklaştırılmış bir motif olarak Palmet, Mısır, Asur, Grek ve Roma süslemeciliğinde mimari ve küçük el sanatlarında süs unsuru olarak kullanılmıştır” dedi.

Sonuç olarak Türk Sanatı’nda Palmet diye bir şeyin bulunmadığını ifade eden Prof. Dr. Arıtan, olsa olsa rûmîye değil hatâî’ye palmet denilebileceğini söyledi. Palmet diye literatürde geçen motiflerin tepelik olduğunu belirten Prof. Dr. Arıtan, Tepelik’in de mensubu bulunduğu ana motif grubunun Rûmî olduğu bunun da menşeinin bitkisel değil, hayvansal olduğunu söyledi.

“Modern Sanat Terimlerinin Türkiye’ye Gelişi ve Sanat Terimleri Üzerine Yapılan İlk Çalışmalar” konusu üzerine bir sunum yapan Yrd. Doç. Dr. Mustafa Sürün, terminolojik açıdan bu alanda yapılan çalışmalar ve ilk örnekleri konusundaki bilgilerini katılımcılar ile paylaştı.

“İslam Resim Sanatı Minyatüre Dair Terim ve Teknikler” konusu hakkında bir sunum yapan Arş. Gör. Hayrunnisa Turan, İslâm dünyasında resim sanatının temsilcisi olan minyatürün genelde bir kitap resimleme sanatı şeklinde kabul edilerek, metni açıklayıcı ve destekleyici olarak yapıldığını belirtti. Minyatür teriminin Ortaçağ Avrupası’nda yazma eserlerin bölüm başlarında uygulanan süslemelerde baş harfleri vurgulamak amacıyla kullanıldığını ifade eden Arş. Gör. Turan, minyatürün kırmızı boya minium ile yapılan miniatura adlı tezhipten gelmediğini ve sülüğenle boyanmış anlamını taşımadığını söyledi.

Minyatür zamanla minor ya da mignon kelimelerinin etkisinde kalarak ufak resim olarak algılandığını ifade eden Arş. Gör. Turan, “Her küçük resim minyatür olarak adlandırılamaz. Minyatür, hususi üslupla yapılmış resimdir. İslâm sanatında minyatür terimi yerine tasvir, nakış, hurde nakış gibi kavramlar kullanıldığı, minyatür sanatçısına da musavvir ya da nakkaş adı verildiği bilinmektedir” diye konuştu. Minyatürün en büyük özelliğinin konuyu tam olarak göstermek olduğunu vurgulayan Arş. Gör. Turan, minyatürün tekniği ve hazırlanışı konusunda bilgiler verdi.

Çalıştayın ikinci oturumu ise, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Can’ın başkanlığında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Doğanay, Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Yıldırım ve Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hicabi Gülgen’in katılımı ile gerçekleştirildi. Oturumda, Prof. Dr. Aziz Doğanay “Bir Camiyi Nasıl Okumalı”, Doç. Dr. Mustafa Yıldırım “Tarihi Kaynaklarımızda Geçen Sanatla İlgili Sözcüklerden Örnekler” ve Yrd. Doç. Dr. Hicabi Gülgen “Form ve Terminoloji Bakımından Osmanlı Taşları konuları üzerine bir sunum yaptı.

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Dündar’ın başkanlığında düzenlenen son oturumda ise, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Memiş “Hat Sanatında Malzeme ve Uygulamaya Dair Bazı Kavramlar Üzerine” ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hilal Kazan “Hat ve Hattatlıkla İlgili Bazı Istılahlar” konuları üzerine sunumlarını gerçekleştirdiler.

Çalıştay, 12 Haziran Cuma günü Geyve, Taraklı ve Göynük ilçelerine düzenlenecek gezi ile sona erecek.

12/06/2015 – YC
1.094 kez görüntülendi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.