Konfeksiyon Teknoloji:Modada Yansımalar

Konfeksiyon Teknoloji:Modada Yansımalar
23.01.2013
537
A+
A-

MAKALE Modada Yansımalar Yüzyıllar boyu bazı toplumlarda kadınların pantolon giymesi önlenerek, son yıllarda bazı kültürlerde yayıldığı gözlemlenmektedir. Pantolon giyme eğilimi 1900’lü yılların ilk yarılarında başlayarak, geniş çapta kullanımı 1920’li ve 1930’lu yıllarda görülmektedir. Daha sonraki yıllarda sürekli gelişim göstererek 1990’ların sonuna doğru toplumun çoğu kesimleri tarafından gerek iş hayatında, gerekse gündelik yaşamda, düzenli bir biçimde kullanıldığı görülmektedir. Bu dönemde doğu kültüründen etkilenerek tasarımlar yapan Fransız moda tasarımcısı Paul Poiret kadınlara yönelik pantolon tasarımını gerçekleştiren modacılardan biri olarak, 1913 yılında dönemin sanat aktivitelerinden esinlenerek tasarladığı bol pantolon ve tunik tarzı tasarımının tanıtımını yapar. Pantolon stili, kadınların daima tercih ettikleri bir tarz olarak ilgi görür. I. Dünya savaşının başlaması ile kadınlar iş hayatına girmek zorunluluğunda kaldığından, etek stili giyinmelerine rağmen, fabrikalarda çalışırken iş önlüğü veya pantolon giymeye başlarlar. Savaşın bitiminde ise hareket özgürlüğünün ifadesi olarak pantolon giymeye devam etmek için istekli görünmektedirler. Ayrıca, Fransız moda tasarımcısı Gabrielle Coco Chanel de aynı dönemde pantolon giyerek öncülük yapar. Spor veya diğer aktiviteleri için kadınlara pantolon stilleri tasarlar. 1930’larda pantolon, moda stili olarak moda dünyası içindeki yerini alır. Moda takipçileri, düzenli olarak pantolon giyme öncülüğü yapan dönemin ünlü, popüler sanatçılarının pantolon stillerinden etkilenir. Aynı dönemde modacıların takım pantolon tasarlamalarına rağmen, pantolon giyimi, geniş çapta olması gereken popüler duruma ulaşamaz. Bazı kadınlar için, pantolon stil, halen doğal olmayan ve fazla erkeksi görünümdedir. Buna rağmen, dönemin saygın moda dergisi Vogue, 1939 yılında ilk kez pantolon giyen kadın figürlerini yayınlar. Bu eğilimden sonra, kadınlar gerek golf veya tenis oynarken, gerekse bisiklete binerken pantolon giymeyi tercih ederler. Daha sonra, savaş sonrası dönemde 1950’lerin kadınsı görünümü, kadınları pantolon giyme konusunda teşvik eder. 1960’lı yılların sonlarına doğru, pantolon önce gündelik, rahat giyim olarak, daha sonra işyeri tarzı olarak tamamen kabul görür. Yves Saint Laurent gibi moda liderleri pantolon takım tasarımlar üretmeye başlar. Pantolon biçimlerinin gelişiminin yanı sıra, etek boylarındaki değişimler de moda çizgilerini tarih boyun ca farklı görünümlere uğratmaktadır. Uzun bir dönem stil ve giysi tarihi içinde önemli bir yer tutan Elizabeth dönemi, Barok ve Rokoko dönemlerinin moda stili olan çember etek üzerinde geniş kabarık eteklerinin yerine, zaman zaman, 1900’li yılların ilk dönemlerinde görülen uzun, düz etek formları, Dior’un 1945’li yıllarda tanıttığı görünüm, Chanel’in masculine çizgilerdeki tayyör etek formu ön plana çıkmaktadır. Tüm bu değişimler, giysiler aracılığıyla tasarımcının zihnindeki stili moda çizgiler ile yansıtmak misyonunu taşımakta ve çağlar boyu kitleleri peşinden getirecek şekilde etkili olarak devinimini devam ettirmektedir. Yeni moda ve stilleri geliştiren bu eğilimler paralelinde sporun insan yaşamında yoğunluk kazanması ile sportif giyim tasarımlarına ihtiyaç duyulduğunda, yeni çizgiler bu yönde gelişim göstermektedir. Modanın yansıması bu dönemde spor giysi tasarımları ile izlenmektedir. Spor giyimin yanı sıra, çağın gereği olarak moda severlerin seyahat etmek imkanlarının çoğalması ile farklı kültürlere, onların sanatsal, estetik zevklerine, kumaş ve malzeme üretimine ilgi ve iletişim artarak yeni stiller üretilir. Quant ile etek boylarının mini boylarda kısalması, dünya çapında bir stilin yayılmasına neden olur. 19701i yıllarda ise, uzay çalışmalarının yansıması olarak moda çizgilerinde bu yönde etkiler belirir. Moda stilleri, her dönemde etkisini göstererek toplumun tüm kesiminin ilgisini çekmeyi başaran bir olgu olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Her bir stil, farklı dönemlerin ruhunu yansıtacak biçimde sosyal, estetik, toplumsal gereksinimlerin sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır, ilk çağlardan günümüze kadar olan bir süreçte, insanoğlu, bedeni ile giyim biçimi arasında bir bağlantı kurmak zorunluluğunu hissederek, elindeki olanaklara ve malzemeye uygun tarzda giysi tarzını da belirlemiştir. Daha sonraki dönemlerde toplumsal statü farkını öne çıkarmak amacıyla, saray modalarında gördüğümüz abartılı tarzları üretmiş, estetik görünüm, farklılık, yenilik, çağın gereksinimlerine uyum, teknolojik gelişmelere ve yeni üretilen malzemeleri kullanmaya uyum amacıyla yeni stiller üretilmiştir. Bu stiller arasında, moda stillerin günümüze kadar yansıması olarak, pantolonun kadın modasında yaygın moda çizgisi olarak kabul edilişi, kadınsı ve erkeksi çizgilerin dönem dönem yer değiştirerek kullanımı, mini etek modasının bir dönem yaygın kullanımı, etnik kültür giysilerinin moda çizgilerinde kullanımı, uzay imajını taşıyan giysi çizgileri, spor giyimin toplumsal yaşam paralelinde gelişimi gözlemlenebilmektedir.

KONFEKSİYON TEKNOLOJİ – 01.01.2013


537 kez görüntülendi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.