Milliyet (12 Şubat 2014) : İktisat alanında 21 yılda bin 906 doktora tezi hazırlandı

Milliyet (12 Şubat 2014) : İktisat alanında 21 yılda bin 906 doktora tezi hazırlandı
12.02.2014
1.121
A+
A-

“İktisat alanında 21 yılda bin 906 doktora tezi hazırlandı”

Prof. Dr. Aziz  Kutlar

SAÜ tarafından yapılan araştırmaya göre, iktisat bilimi alanında 1990-2011 döneminde bin 906 doktora tezi hazırlandı.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) tarafından yapılan  araştırmaya göre, iktisat bilimi alanında 1990-2011 döneminde bin 906 doktora  tezi hazırlandı.

SAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz  Kutlar tarafından yürütülen çalışmada, 1990-2011 yıllarında iktisat bilimi  konusunda yapılan doktora tez çalışmaları ve uluslararası bilime katkısı  incelendi.

Araştırmaya göre, yüzde 10’unu yardımcı doçent, yüzde 27’sini doçent,  yüzde 63’ünü profesörlerin oluşturduğu 617 öğretim üyesi tarafından iktisat  bilimi alanında bin 906 doktora tezi yönetildi. Tezlerin 80’i ise Türkçeden  farklı dilde yazıldı.

Üç üniversite liste başı

İstanbul, Marmara ve Dokuz Eylül üniversiteleri, 947 teze ev sahipliği  yaparak iktisat bilimi alanındaki doktora çalışmalarının yarıya yakınını kapsadı.

Üç üniversitede öğretim üyesi başına düşen tez sayısı İstanbul  Üniversitesi için 3,7, Marmara Üniversitesi için 4,5 ve Dokuz Eylül Üniversitesi  için 3,9, tez danışmanı başına düşen “WoSci” yayın sayısı ise İstanbul için 0,22,  Marmara için 0,36 ve Dokuz Eylül Üniversitesi için 0,29 oldu.

“WoSci”de en yüksek yayını bulunan ilk üç üniversite arasında Bikent,  Boğaziçi ve ODTÜ yer aldı. 76 tezin yapıldığı bu üniversitelerde tez danışmanı  başına düşen sayı ikiden az, akademisyen başına düşen WoSci yayın sayısı Bilkent için 12,42, Boğaziçi için 8,5 ve ODTÜ için 5,04 olarak belirlendi.

Bu tezleri yöneten öğretim üyelerine Google Scholar’da 33 bin 736 kez  vurgu yapıldı, bilimsel etkinliği belirten WoSci endeksinde 670 ve Scopus  endeksinde ise 749 adet ilgili öğretim üyelerine ait yayın yer aldı. Tüm öğretim  üyelerine ait “WoSci”de 3 bin 187 ve Scopus’ta ise 2 bin 893 atıf yer aldı.

“WoSci”de yer alan yayınların yaklaşık yüzde 49’u ve Scopus’taki  yayınların yaklaşık yüzde 50’sinin Bilkent, ODTÜ ve Boğaziçi üniversitelerine ait  olduğu tespit edildi.

Akademik yayınlar, kariyer yükseltmek için kullanılıyor

Çalışmada Türk akademisyenlerin iktisat bilimine katkı açısından hem  öğretim üyesi başına düşen yayın hem de bu yayınlara yapılan atıf  bakımından  modern akademik dünyanın çok gerisinde bulunduğu, bunun nedeninin Türk  üniversitelerin çoğunluğunun yaygın öğretim kurumları olarak dizayn edilmeleri  olduğuna işaret edildi.

Akademik yayınların sadece kariyerin ilk yıllarında yükselme için  gerekli olduğu, sonrasında ise tamamen keyfi hal aldığı öne sürülen araştırmada,  şu ifadelere yer verildi:  “Bir akademisyenin profesör olduktan sonra hiç yayın yapmaması  durumunda, ona hiçbir maddi kayıp vermemektedir. Özellikle birkaç üniversite ülke  ortalamasının üzerinde performans gösterirken, diğerleri çok geride yer  almaktadır. Genelde kamu üniversitelerinde akademik yayın kaynaklı performansın  ödül veya ceza şeklinde kaydadeğer bir karşılığı yoktur. Ayrıca, üniversite  yönetiminin devletin kendilerine imkan olarak sunduğu araştırma ödeneklerini  bilimsel yayınlara dağıtmak yerine, yıl sonu genel bütçeye iade etmeyi tercih  etmektedir.

Böyle bir tutum, merkezi yönetimin kusurundan ziyade üniversite  yöneticilerinin bilimsel faaliyetleri özendirmemeleri veya önemsememelerinden  kaynaklanmaktadır. Kamu üniversitelerinin büyük bir kısmı, TÜBİTAK’ın  yayın-teşvik grubunda yer alan dergilerde yayın yapan elemanlarına bile hiçbir  ödemede bulunmayarak, bilimsel faaliyelerin bizzat engelleyicisi konumunda  bulunmaktadır.

Bu çalışmada öne çıkan birkaç üniversitede ise akademik yükselme ve  ücretlendirme, ağırlıklı olarak yayın performansıyla ilişkilendirilmiştir.  Dolayısıyla birkaç üniversitede akademisyenler, kariyerinde yükselmeyi, ek ders  yükünü artırmaya tercih ederek, uluslararası prestiji olan yayın yapmayı seçmek  durumundadır. Sonuçta iki farklı üniversite tipi ve bu tiplere özgü akademisyen  grubu gözlemlenmektedir.”

Milliyet 12 Şubat 2014

Yazıyı Milliyet’in web sayfasından okumak için tıklayınız..


1.121 kez görüntülendi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.