Doç. Dr. Bostancı: “Yeni Sözleşme Facebook’a Neredeyse Sınırsız Yetkiler Veriyor”

Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bostancı, Akşam Gazetesi’nin Star Açık Görüş eki için kaleme aldığı 16 Ocak 2021 tarihli yazısında, WhatsApp’ın tartışma yaratan yeni gizlilik sözleşmesini değerlendirdi.

Doç. Dr. Bostancı: “Yeni Sözleşme Facebook’a Neredeyse Sınırsız Yetkiler Veriyor”
16.01.2021
83.058
A+
A-

WhatsApp’ın, verilerinin Facebook tarafından işlenmesini kabul etmeyenlerin uygulamayı kullanamayacaklarını belirttiği 7 Ocak tarihli mesajının kullanıcıları tedirgin ettiğine işaret eden Doç. Dr. Bostancı, yeni kullanıcı sözleşmesinin kişisel verilerin gizliliği ve mahremiyet konularında Facebook’a neredeyse sınırsız yetkiler verdiğini söyledi.

Doç. Dr. Mustafa Bostancı, “Mahremiyetin Sonu mu?” başlıklı yazısının devamında şu ifadeleri kullandı:

“İnsanlık tarihi boyunca iletişim ihtiyaçlarının karşılanmasında birbirinden farklı iletişim yöntem ve teknikleri kullanılmıştır. Dijitalleşme etkisi altında hayatımızın yeniden biçimlendiği 21. yüzyılda ise internet, sosyal medya, akıllı telefonlar ve uygulamaların kuşatması altındayız. Öyle ki bu kuşatmanın gücü, Covid-19 pandemisinin etkisiyle daha çok hissediliyor. Yüz yüze gelmenin riskli olduğu pandemi dönemlerinde, sosyal hayata devam edebilmek için iletişim teknolojilerinin sunduğu fırsatları değerlendirmek gerekiyor. İşte tam da bu durumda anlık mesajlaşma uygulamaları içinde bulunduğumuz dijital çağın en sık kullanılan iletişim yöntemlerinden biri haline geliyor. Sadece mesaj iletmekle kalmayan bu uygulamalar, dosya göndermekten toplantı yapmaya kadar birçok işlevi kullanıcılara sunuyor. Her an yanımızda taşıdığımız akıllı telefonlarla ve bilgisayarlarla uyumlu ve rahat kullanımları da göz önünde bulundurulduğunda, anlık mesajlaşma uygulamalarının geniş kitleler tarafından yoğun bir şekilde kullanılıyor olması bizleri şaşırtmıyor.

WhatsApp’ın yükselişi

Jan Koum 2009 yılında bir Iphone satın aldı. Henüz uygulama açısından zengin olmayan Appstore, WhatsApp fikrinin kıvılcımını ateşlemeye yetti. Jan, reklam içermeyen, kullanıcı açısından güvenli ve kolay kullanılan bir durum uygulaması yapmak istiyordu. Bu fikri yakın arkadaşlarıyla paylaştı ve WhatsApp, 2009 yılında iki eski Yahoo çalışanı olan Jan Koum ve Brian Acton tarafından kuruldu.

Her uygulama gibi milyonlar tarafından erişilmek kolay olmayacak, stabil bir sürüme dönüşmek vakit ve nakit gerektirecekti. Uygulamada yaşanan sorunlar ve çökmeler kurucularını başka işler yapmaya kadar götüren boyutlara ulaşmıştı. Tam bu sırada Apple, Iphone için bildirim özelliğini duyurdu. Bu özelliğin entegre edilmesinden sonra WhatsApp, trend uygulamalar arasında yer almaya başladı. 2.0 güncellemesiyle birlikte, durum uygulaması olarak bilinen WhatsApp, artık bir anlık mesajlaşma uygulamasına dönüşmüştü. İlk zamanlar sadece Appstore’dan ücretli olarak indirilebilen uygulama, geliştirme ve birtakım masrafları karşılayacak kadar gelir getiriyordu. Bir süre sonra uygulamanın Android sürümü geliştirildi. WhatsApp gelişmeye ve büyümeye devam ediyordu. 2011 yılında Sequoia Capital isimli bir firmadan 8 milyon dolar yatırım aldı. 2013 yılında WhatsApp 50 çalışan ve 200 milyon kullanıcıya sahipti. Tarihler 2014’ü gösterdiğinde, WhatsApp’ın gelişimini yakından izleyen Mark Zuckerberg, tıpkı Instagram için yaptığı şeyi yapıyor ve 19 milyar dolar ödeyerek WhatsApp’ı Facebook bünyesine dahil ediyordu. Facebook, WhatsApp kuruculanna kullanıcı başına 42,20 dolar ödeme yaparak uygulamanın değerini belirlemişti. Yıllar içerisinde WhatsApp her yeni sürümde yeni bir özelliği kullanıcıyla buluştururken, en çok indirilen akıllı telefon uygulamaları listesinde ilk sıralardaki yerini korudu. 2020 yılına gelindiğinde ise uygulama aylık aktif 2 milyar kullanıcıya sahipti. Kullanıcı başı yapılan birim ödeme düşünüldüğünde, WhatsApp’ın piyasa değeri yaklaşık 84,4 milyar dolar ediyordu.

Rakipler ne durumda?

Anlık mesajlaşma uygulamaları denildiğinde ilk akla gelen WhatsApp oluyor. Kullanıcı sayılan itibariyle WhatsApp kadar popüler olmamalarına rağmen, hatırı sayılır kitleler tarafından tercih edilen çeşitli uygulamalar var. Statista verilerine göre, 2020 yılı itibariyle WhatsApp 2 milyar aylık aktif kullanıcıya sahip. WhatsApp’ın en yakın rakibi yine FB Inc. bünyesinde bulunan Facebook Messenger ise 1,3 milyar aylık aktif kullanıcıya hizmet veriyor. Çin menşeli Weixin/Wechat, 1,206 milyar aylık aktif kullanıcı sayısıyla anlık mesajlaşma uygulamaları arasında en sık kullanılan üçüncü program olarak istatistiklere yansıyor. Dördüncü sırada 648 milyon aylık aktif kullanıcı sayısıyla Çin menşeli QQ geliyor. Listenin beşinci sırasında ise 433 milyon aylık aktif kullanıcı sayısı ile bir başka Amerika menşeli uygulama olan Snapchat var. Son sırada aylık aktif kullanıcı sayısı 400 milyon olarak verilere yansıyan Rusya menşeli popüler uygulama Telegram bulunuyor. Dünya çapında en sık kullanılan altı anlık mesajlaşma uygulamasının güncel verileri istatistiklere bu şekilde yansıyor. Yerli popüler uygulama BiP’in toplam kullanıcı sayısı ise yaklaşık 45 milyon olarak belirtiliyor.

Sözleşmenin anlamı

WhatsApp’ın 15 Mayıs itibariyle uygulamaya koyacağı, kabul edenlerin WhatsApp kullanabileceği, kabul etmeyenlerin ise artık uygulamayı kullanamayacağı bir sözleşme söz konusu. 6698 sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun 5. maddesine göre, kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez. WhatsApp kullanıcılarını açıkça bir tercih yapmaya zorluyor. Uygulamayı kullanmaya devam etmek için ya verilerini işleme izni verirsin ya da uygulamayı kullanamazsın. Açık bir dayatmadan söz ediyoruz. WhatsApp bunu yaparken çifte standart uyguluyor ve AB ülkelerinde yaşayan kullanıcıları bu sözleşmenin dışında tutuyor. Kullanıcı sözleşmesi genel itibariyle WhatsApp verilerinin Facebook tarafından kullanılabilmesi anlamına geliyor. Zaten Facebook, Instagram üyesi olan kullanıcılar birtakım verilerinin işlenmesi için izin vermiş durumdalar. FB Inc. bünyesinde herhangi bir uygulama kullanmayanlar için yeni bir durum, kullananlar için ise ekstra bir durum ortaya çıkıyor. Kullanıcı sözleşmesini onaylayan uygulama sahiplerinin şu verileri FB Inc. tarafından işlenebiliyor:

■ Telefon numarası
■ Profil adı
■ Telefon rehberi bilgileri
■ WhatsApp durum bilgisi
■ FB Inc. ödeme hizmetlerinin kullanılması durumunda harcama ve ödeme bilgileri
■ FB Inc. müşteri desteği mesajlaşmaları
■ Cihaz donanım modeli, işletim sistemi bilgileri, pil seviyesi, sinyal gücü, uygulama sürümü, tarayıcı bilgileri, mobil şebeke, bağlantı bilgileri
■ Dil ve saat dilimi, İP adresi, cihaz işlem bilgileri ve tanımlayıcılar
■ Konum özelliğinin aktif edilmesi durumunda konum bilgileri
■ Sunulan hizmetle ilgili çerezler

Burada WhatsApp mesajlarından ayrıca bahsetmek gerekiyor ki kullanıcıların en fazla merak ettikleri soruların başında WhatsApp yazışmalarının bu yeni durumdan nasıl etkileneceği geliyor. Yeni sözleşmeye göre WhatsApp, olağan durumlarda mesajları kendi sunucularında asla saklamadığını, alıcıya teslim edildikten sonra mesajların silindiğini belirtiyor. Teslim edilemeyen mesajlar 30 gün şifrelenmiş olarak sunucularda tutuluyor. 30 gün içerisinde teslim edilemediğinde ise siliniyor. Fotoğraf, video gibi medya içeriklerinin ise tekrar iletimde verimli şekilde teslim edilmesini sağlamak için geçici olarak şifrelenmiş bir şekilde sunucularda saklandığı ifade ediliyor. Kullanıcıların karşısında iki seçenek var. Kullanıcı sözleşmesini bütün detaylarıyla dikkatlice okuyarak kabul etmek ya da sözleşmeyi reddederek WhatsApp’la vedalaşmak. Eğer daha önce onay verdiyseniz, onayı geri çekmenin yani verilerinizin işlenmesine engel olmanın tek bir yolu var; WhatsApp uygulamasını silmek. Facebook gibi sosyal ağ sağlayıcılar, kullanıcılarının verilerini genellikle reklam konumlandırma amacıyla kullanıyor. Facebook, kullanıcılarına ait elektronik posta, isim, yaş, cinsiyet, medeni durum, ırk, dini inanç, yaşadığı yer, eğitim durumu, iş durumu, hobiler, ilgi alanları gibi 100’e yakın bilgiyi topluyor. Toplanan bu bilgiler kişiselleştirilmiş reklamlar gösterilmesinde kullanılıyor. Kullanıcının kişisel bilgilerine, ilgi ve ihtiyaçlarına uygun reklamlar ve içerikler gösteriliyor. İşin görünmeyen ve üzerinde düşünülmesi gereken boyutu ise verilerin yasa dışı kullanımı ve doğurabileceği sorunlar. Milyarlarca insanın verilerine sahip olmak önemli bir güç teşkil ederken, bu verileri koruyabilmek büyük güvenlik yatırımları gerektiriyor. Facebook, yakın geçmişte kişisel verilerin usulsüz bir şekilde toplandığı ve siyasi hedefler doğrultusunda kullanıldığı gerekçesiyle ‘Cambridge Analytica’ adıyla bilinen büyük bir skandal yaşadı. 2018 yılında başlatılan soruşturma kapsamında, Facebook 5 milyar dolar ceza ödemek zorunda kaldı.

Şimdi ne olacak?

Hali hazırda Facebook, Instagram, Twitter gibi birçok platforma üye olurken bazı kişisel verilerimizin işlenmesini kabul ediyoruz. WhatsApp tarafından kullanıcılara gönderilen sözleşme mesajı, daha önce farkında olmadan izin verdiğimiz bilgiler üzerinde bizleri daha çok düşünmeye sevk ediyor. Şimdiye kadar hangi verilerimizin işlenmesi için izin verdik? Bu durumda yapılacak olan sosyal medya ve çeşitli uygulamalardaki bilgilerimizi gözden geçirmek. Anlık mesajlaşma dijital çağda önemli bir ihtiyaç. Sektör lideri WhatsApp hem bireysel hem de kurumsal boyutta geniş kitleler tarafından kullanılıyor. Popüler uygulamanın böyle bir dayatmayla gündem olması bir taraftan kullanıcıların tepkisini çekerken diğer taraftan WhatsApp silme kampanyaları başlatılıyor. WhatsApp kullanmayı bırakan kullanıcılar Telegram, BİP gibi alternatif uygulamalara yöneliyor. Krizi fırsata çevirebilen uygulamaların bu süreçten karlı çıkması bekleniyor. Dünyanın üç büyük ülkesi olan Amerika, Çin ve Rusya bu konuda önemli adımlar atıyor. Her bir ülkeden çıkmış ve geniş kitleler tarafından kullanılan teknolojiler, işletim sistemleri, sosyal ağ sağlayıcıları, anlık mesajlaşma uygulamaları var. Türkiye olarak milli teknoloji hamlemizi ciddiyetle sürdürmemiz gerekiyor. Yerli işletim sistemi, yerli arama motoru, sosyal ağ, mesaj ve konferans programlarının sayısının artması gerekiyor. Hem bu alanda üretim yapan işletmeleri hem de kullanıcıları teşvik edici politikalar geliştirmek gerekiyor. Türkiye merkezli anlık mesajlaşma uygulamalarının başında BiP geliyor. Turkcell girişimi olan BiP, hem cep telefonu uygulaması olarak hem de web üzerinden kullanılabiliyor. BiP için en popüler yerli anlık mesajlaşma uygulaması denilebilir. Bir başka yerli girişim ise ‘Dedi’ uygulaması. Bu uygulama da anlık mesajlaşma ihtiyacına yönelik olarak geliştirilmiş ve henüz yaygınlaşma aşamasında. Türkiye’de temsilcisi dahi olmayan uygulamaların kişisel bilgilerin kullanımına dair sözleşmeler dayattığı bir dönemde, yerli girişimlere sahip çıkmak, kullanarak destek vermek gerekiyor.”


83.058 kez görüntülendi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.