Uygur Türklerinin Kültürü Tanıtıldı

Uygur Türklerinin Kültürü Tanıtıldı
04.05.2018
1.992
A+
A-

Sakarya Üniversitesi Uygur Türkleri Topluluğunca “Uygurlar ve Uygarlık Kültür Tanıtımı” konulu panel düzenlendi.

SAÜ Sabahattin Zaim Konferans Salonunda yapılan panele Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Alimcan İnayet ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erkin Emet konuşmacı olarak katıldı. Başkanlığını SAÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Muharrem Öçalan’ın yaptığı panelde Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türklerinin durumu ve sorunları ele alındı. Panelde video gösterimleri ve yöresel yemek ikramı da yer aldı.

Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Alimcan İnayet, konuşmasında Doğu Türkistan’ın jeokültürel değerlerinden söz etti. Doğu Türkistan’ı Uygur milli kültürünün ve kimliğinin önemli bir parçası olarak gördüklerini dile getiren Prof. Dr. İnayet, “Coğrafyanın bir halka sunmuş olduğu imkânları içeren jeokültür konusu aynı zamanda bir güçtür. Bir milletin milli kimliği ile alakalıdır. Doğu Türkistan Türk dünyasının doğusunda kalan bir coğrafyadır. Türkiye’nin iki buçuk katı kadar büyük bir topraktır. Aslında bu toprakların asıl adı Turan coğrafyasıdır. Zaman zaman turan yerine Türkistan kullanıldı. Doğu Türkistan bölgesine Büyük Türkiye de denmiştir. 17’inci yüzyıldan sonra Türkiye kavramı, yavaş yavaş batıya doğru kayarak Anadolu’yu içeren bir terim haline gelmiştir” dedi.

Doğu ve Batı arasında bir köprüdür

Uygur Türklerinin kimlik meselesi bulunduğunu belirten Prof. Dr. İnayet, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uygurlar Türk mü yoksa Türk değil mi meselesi… Kaynaklara baktığımız zaman Uygurların Türk olduğu kesin olarak ortaya çıkmaktadır. Uygur kültürü yerleşik kültürdür. Yerleşik kültür ise medeniyet kurmanın ilk koşuludur. Doğu Türkistan, tarihi İpek Yolunun geçtiği önemli geçitlerden biridir. Bu yol üzerinden kültürel değerler de geliyor. Maddi kültürün yanı sıra manevi kültür de geliyor. Batı’da meydana gelen inançlar bu yol üzerinden Doğu’ya aktarılmış. Aynı zamanda bu topraklarda farklı dil sistemleri de meydana gelmiş. Dolayısıyla burada müthiş bir kültürel atmosfer oluşmuş.

Doğu Türkistan İslamiyet’ten önce Şaman, Hint, Yunan ve Batı kültürlerinin kesiştiği bir noktadayken, Uygur Türklerinin 10.’uncu yüzyıldan itibaren Müslüman olmaları dolayısıyla, İslam, Budizm ve Batı Hindistan medeniyetlerinin buluştuğu bir bölge durumuna gelmiştir. Uygur Türkleri, kendilerine has bir kültür ortaya çıkarmıştır. Kaşgarlı Mahmut, Doğu Türkistan topraklarında yetişmiş, çok yönlü bir kişiliğe sahip olan büyük Türk milliyetçisidir. Onun çoğu sözleri, dikkat çeker. Uygur Türkleri yerleşik düzene geçtiği bin yılı aşkın bir tarihi süreçte, eşi benzeri olmayan bir hoşgörü kültürü yaratmış. Hiçbir yabancı kültürü yadırgamamıştır. Zamanı gelmiş Hristiyanlığa, Şamanizm’e, İslam’a inanmış, bu dinlerin koruyuculuğu yapmışlarıdır. Değişik dinlere son derece hoşgörülü Doğu Türkistan, yabancı kültürlere karşı da aynıdır. Uygun bulduklarını da kendilerine benimsemişlerdir.”

Doğu Türkistan’ın ekonomisi ve sosyal durumu

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erkin Emet ise konuşmasında Doğu Türkistan’ın ekonomisine, sosyal durumuna ve dil özelliklerine değindi. Doğu Türkistan’ın istikrarının dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin için önemine işaret eden Doğu Türkistan’ın Çin’in petrol ve doğalgaz yolları üzerinde bulunduğunu kaydetti.

Uygur kelimesine ilk olarak 716 yılında yazılan Orhun Yazıtlarında rastlandığını belirten Doç. Dr. Emet, şunları söyledi: “Çin kaynaklarında ise milattan önce 150’nci yıllarda Uygur adını görüyoruz. Uygurlar, en köklü, en eski Türk topluluklarından biridir. Uygur adının, şahin gibi hızlı hücum eden, orman halkı, çukur, uymak, takip etmek gibi birçok anlamının olduğu biliniyor. Doğu Türkistan halkı çekik gözlü olarak da biliniyor. Ama diğer Türk cumhuriyetlerinde nasıl farklı tipler varsa bizde de var.

Uygurlar bugüne kadar en çok Arapçayı kullanmış. Bu zamana kadar en çok Arapça kullanan toplum oldular. Bu bölgede ciddi heykelcilik, şehircilik ve mimarlık faaliyetleri var. Uygurların tiyatro, müzik ve dans faaliyetlerine İslamiyet’ten sonra da devam ettiğini biliyoruz. Bölgenin tarımı çok eskilere dayanıyor. Çin’de çıkarılan kömürün yüzde 40’ı, petrolün ise yüzde 35’i bu bölgeden sağlanıyor. Jeoekonomik bakımdan çok önemli bir bölge.”

04-05-2018 / ST


1.992 kez görüntülendi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.