Geleceğin İnşası METAVERSE

Geleceğin İnşası METAVERSE
08.04.2022
1.812
A+
A-

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Gül Üstünel Taştekin ile son zamanlarda gündemde olan Metaverse ile ilgili “Metaverse sonrası dünya” konusu üzerine röportaj gerçekleştirdik.

Metaverse, gerçek ve sanalın kurgusal bir ortamda birleştirildiği, insanların sanal ortamda iletişim kurabildiği dijital bir dünya olarak tanımlanıyor. Artırılmış ve sanal gerçeklikte avatarların olduğu, ürün ve hizmetlerin sunulduğu, yeni dünya düzeni de denilebilir. Bu yeni dünya düzeninde fiziksel gerçeklik ile sanal gerçeklik birleşiyor ve Metaverse gerçek dünyada kullandığımız kimliğimizi dijital bir vücutta kullanabilmeyi vaat ediyor. Bireyler birbirleri ile iletişime geçerek, kendilerini ifade etmek için avatarlarını kullanabiliyor. Avatar bir anlamda sizin “Metaverse”te temsil edilmenizi sağlayan dijital ikiziniz olarak konumlanıyor.

Metaverse’te sadece avatarınızı yani dijital ikizlerinizi kurgulamıyorsunuz onun yaşayacağı dijital ortamları da inşa edebiliyorsunuz. Meta Evrenin kısaltması olarak kullanılan “Metaverse” kelimesi sadece oyun oynadığımız bir alanı veya sadece TV izleyebileceğimiz bir alanı ifade etmiyor, bunlarla birlikte bireyin eylemlerinin de olabildiği bir evreni anlatıyor.

Metaverse Nasıl Gelişiyor?

Pek çok yeni şirketin yeni Metaverse vizyonuna odaklandığını ve yatırım yaptığını söyleyen Öğretim Görevlisi Üstünel, “Facebook bu yolda en büyük ve en hızlı adımı atan sosyal medya platformu olarak adından sıkça bahsettiriyor. Şu anda bünyesinde çalıştırdığı binlerce personeli ve milyonlarca yatırımı ile Metaverse hakkında çalışmalarını sürdürüyor. Farklı alanlarda uzmanlaşmış küresel şirketler “Metaverse”ü yakından takip etmekle kalmayıp, gelişmesini sağlayan birçok yatırıma da imza atıyor. Bu yatırımlara giyilebilir teknolojiler, duygusal sensörler, hafıza ve hafıza nakli üzerine çalışmalar örnek olarak verilebilir. Aynı zamanda Microsoft gibi küresel teknoloji şirketlerinin oyun şirketlerini satın almaları bir başka yatırım olarak göze çarpıyor.” ifadelerini kullandı.

Oyun platformları Metaverse’in gelişiminde önemli bir etkiye sahip bulunuyor

Metaverse’ün gelişimini destekleyen sadece küresel şirketler ve sosyal medya platformların değil aynı zamanda dijital oyun platformları da bu evrenin gelişmesinde en büyük etkenlerden biri olduğunu belirten Öğretim Görevlisi Üstünel, “Bugüne kadar sanal alemde gerçek dünyayı kurgulamış olan oyun platformları Metaverse’ye alt yapı oluşturuyor. Mesela avatarların günlük hayatlarında kullanacağı eşyalar ve ortamlar daha öncesinde bu platformlarda kurgulanmış hatta alım satımı yapılır hale gelmişti. Gerçek hayatta yaptığımız bir çok davranışın daha önce oyun platformlarında yapılması Metaverse’ün daha hızlı bir şekilde gelişmesini sağlıyor. Oyun platformlarının bir başka önemi oyuncu davranışları. Oyuncuların herhangi bir olay karşısında verdikleri tepkiler bu platformlarda yıllardır analiz ediliyor ve kullanıcı davranışları hakkında veri elde edilmesini sağlıyor.” ifadelerinde bulundu.

Kripto paralar, salgın hastalık ve tüketim meta evrenin gelişmesinde ciddi katkıları olan diğer unsurlar olarak görüldüğünü söyleyen Öğretim Görevlisi Üstünel, “Salgın döneminde evde kalmak, gerçek dünyada her gün yaptığımız faaliyetleri yapamamak Metaverse’e ilgiyi arttırdı. Gerçek dünyada yapmak istediğimiz fakat yapılamayan etkinlikleri sanal dünyada yaparak “mış gibi” hayatlarda mutlu olmaya çalışılıyor.” diye konuştu.

Finans dünyasında büyük bir değişim yaşatan kripto para teknolojisi ile Meta evrende alım satım işlemlerinin yapılabildiğini söyleyen Öğretim Görevlisi Üstünel, Kripto paranın varlığı ve işlevi Metaverse’ün yapısının gelişmesini sağlarken Metaverse kripto paranın hakimiyet alanının genişlemesini sağladığını belirterek, “Şu anda dünyada internete girme oranına baktığımızda bir günde kullandığımız internetin 3’te 2’sini sosyal medya platformlarında geçirdiğimizi düşünürsek bu platformların Metaverse yatırımları gelecekte ister istemez Metaverse’in etkin olacağını bize gösteriyor. İleri teknoloji ürünü olan Metaverse’e yapılacak olan yatırımların sadece dijital endüstriler ve sosyal medya platformları tarafından yapılması yeterli değil, şirketler, kullanıcılar geliştiriciler ve tasarımcıların da alanda yatırım yapması ve üzerinde çalışması gerekiyor. Bu nedenle Metaverse’ü kim üretiyor sorusu geniş bir yelpazede cevap buluyor.” açıklamalarında bulundu.

Metaverse’ün gelişimi sadece ekonomik yatırımlara bağlı değil. Mesela Güney Kore Metaverse hakkında yaptığı açılımlara etik ilkeleri belirleme amaçlı çalışmalarını da ekleyerek temelleri sağlam bir proje oluşturmak için çalışıyor. Hızlı bir gelişme seyri gösteren Metaverse’de özellikle merkezsiz yapılanma savunusu etik kurullara ve ilkelere ihtiyacı arttırıyor.

Metaverse nasıl ortaya çıktı?

Avatarların etkileşimde olduğu fiziksel gerçekliğe paralel oluşturulan siber evreni anlatan terim ilk olarak 1992 yılında Neal Stephenson’un Snow Crash adlı romanında ortaya atıldı. Bilim kurgu romanında hayat bulan terim çevrimiçi alan da fiziksel, artırılmış ve sanal gerçeklik birleştirilerek kullanılmıştır. Yine 1990’lı yıllarda yapılan Matrix ile sinema filmlerinde de kendini göstermeye başlamıştır.

Ardından dijital oyun platformların terimin daha elle tutulur gözle görülür hale gelmesini sağlamıştır. Roblox veya Fortnite gibi sayısız oyunu bünyesinde barındıran oyun platformları meta evrenlerin nasıl olacağına dair oyun yoluyla bilgiler sunmaya başladılar.

Şimdilerde dünyaca tanınan sanatçılar konsere kendi avatarları ile çıkıyor. Mesela bir oyun şirketi 13 milyon kişiye 3 yıl önce rap konseri verdi. Şu anda sanat galerileri yapılıyor, sergiler açılıyor, NFT eserler sunuluyor, alımı ve satımı gerçekleştiriliyor, konferans ve konserler düzenleniyor. Metaverse çarşısı bünyesinde gerçekte olan her şey bulunuyor. Bu tarz etkinlikler birkaç yıldır yapılıyor olsa da Metaverse kavramı dikkatleri üzerine topladıkça daha yeni yeni yapılan etkinlikler olarak anlaşılıyor.

Bir sonraki aşamada bizleri neler bekleyecek?

Duygusal sensörler, hafıza nakli… Bu kavramlar insanları ne kadar korkutsa da şuanda ciddi aşamalar kaydedilmiş durumda.

Çok yakında giyilebilir teknolojiler ile duygusal sensörlerin yoğun olarak kullanılabileceğini söyleyen Öğretim Görevlisi Üstünel, “Bir kitabı eline alıp okumak var, e- kitap olarak alıp okumak var, bir de kitaptaki olay örgüsünün geçtiği mekanda hatta kahramanların yanında yer alarak kitabı okumak yeni tabirle deneyimlemek var. Metaverse dünyayı biraz da buna benzetiyorum. Kitabı okumak yerine canlı sunumunun içinde yer alıyorsunuz. Bir tiyatroyu sahne kenarından seyretmek gibi. Şuanda toprak kokusunu, çiçek kokusunu, yemek kokusunu alamıyoruz veya bunların verdiği duyguyu deneyimleyemiyoruz ama yakında bu kokuları da alacak hatta o yemeği yemiş gibi tokluk hissi duyar hale geleceğiz.” şeklinde konuştu.

Giyilebilir teknolojilerin gelişmesi ile görme ve işitme duyularına ek olarak dokunma duyusunun da çok kısa süre içerisinde aktif olacağı, oyun platformlarında deneyimlenen şeyin bir üst seviyede deneyimleneceği belirtiliyor. İllüzyonla halüsinasyon arasında bir kavram olan Metaverse ile yemek yemeden tokluk hissi oluşabilecek, sensörler yardımıyla dokunma hissi oluşacak, çiçeği koklamadan koklamış gibi koku reseptörleri uyarılacak.

Dünyanın herhangi bir yerindeki alanında uzman olan bir doktor çok farklı bir yerde öğrencilere ders verebilecek veya ameliyata girebilecek. Öğrenciler modern fiziğin kurucusu Newton’dan fizik kurallarını, Da Vinci’den sanat öğretilerini, Einstein’den görelilik teorisini, Karl Marx’tan bilimsel sosyalizmi ve daha nicelerini öğrenebilecek. Marx’ın avatarı gelip hafıza nakli ile onun avatarına yüklenen bilimsel müktesebatı çerçevesinde geliştirdiği öğretilerini öğrencileri ile paylaşabilecek hatta bu paylaşımlar eğer veriler yeterliyse Marx’ın jest ve mimikleri ile onun espri anlayışı ile verilecek. Sorulan sorulara yine avatarında mevcut olan bilgiler ölçüsünde cevap verebilecek. Bu sayede hayatta olmayan birçok bilim insanına da dijital hayat vermek, yanımıza getirmek mümkün hale geliyor. Başta eğitim ve sağlık olmak üzere alış veriş, seyahat, zamanda yolculuk gibi birçok alanda Metaverse kullanılabilecek.

Metaverse’te fırsatlar kadar tehditler de yer alıyor. Son dönemde sıklıkla söz edilen meta arazi satışları hatta sanal emlak şirketlerinin türemesi bu tehditler arasında yerini alıyor. Eyfel Kulesi ve Çin Seddi gibi tarihi yapılar meta evren habitatında satışa sunulmaya başlandı. Bu satışların ise ne kadar yasal olduğu tartışılması gereken konular arasında.

Her Metaverse’in projesini açıkladığı tabiri caizse bir anayasası bulunuyor. Burada proje hakkında ayrıntılı bilgi yer alıyor. Dijital yatırımcılar bu izahnameleri okuyarak yatırım yapılması veya yapılmaması gereken Metaverse projelerini rahatlıkla belirleyebilirler.

 

Haber: Zekeriya Kaan Uçar
1.812 kez görüntülendi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.