İyi Aile Yoktur ya da Çocuk Olmanın Dramı

İyi Aile Yoktur ya da Çocuk Olmanın Dramı
29.11.2018
1.381
A+
A-

Sakarya Üniversitesi Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezi’nin (SASGEM) düzenlediği Çarşamba Konferanslarının bu haftaki konuğu, yazar Nihan Kaya oldu.

SAÜ Hukuk Fakültesi Sabahattin Zaim Konferans Salonu’nda gerçekleşen konferansta “İyi Aile Yoktur ya da Çocuk Olmanın Dramı” başlıklı konu ele alındı.

Birbirinden ayrı iki maddenin bir araya geldiğinde farklı bir maddenin oluşmasına benzer çocuk arketipinin de insanın ruh yapısının temellerini oluşturduğunu ifade eden Kaya, insanların çocuk sahibi olduklarında farkında olmadan kendi çocukluklarına dair hisler yaşadıklarını belirtti. Çocuk ile olan ilişkinin anne-baba ile olan ilişkinin bir devamı niteliğinde olduğuna değinen Kaya, “Hepimizin içinde iç anne, iç baba ve iç çocuk karakterleri vardır.  Ancak iç anne ve baba sesi içimizdeki çocuğu bastırıyor. Güçlü psikoloji, içimizdeki çocuğun güçlü olduğu psikolojidir. Çocuk arketipi kendimizi kendimizden yaratmak demektir. Bu yüzden çocuğa bakışımızı da değiştirmemiz gerekiyor. Çocuk potansiyel demektir. Hayatımızda olabileceğimiz birçok potansiyel konum var, ancak bunlardan bazıları ölüyor. Sadece şu an olduğumuz insan değiliz, olma ihtimalimiz olmuş, ama olamadığımız insanların da toplamıyız” dedi.

İçimizdeki çocuğu bastırıyoruz

Değişime kapalı olma durumunun geçmişle bağlantılı olduğuna işaret eden Kaya, “Değişime açık olmak içimizdeki çocuk arketipi ile alakalı. Ben bundan 10 sene sonra da aynı olursam hiç ilerleme kaydedememişim demektir. Peki, ilerlemeyi nasıl yapabilirim? İçimdeki çocukla. Bu yüzden içimdeki çocuğun içimdeki anne bana tarafından bastırılmaması gerekiyor. Burada otorite anlayışımız devreye giriyor. İşte bu otoriteler sebebiyle içimizde gerçekten ne düşündüğümüzü ne hissettiğimizi bilemiyoruz” diye konuştu.

Parmak kaldırma sisteminin çocukların özgürce düşünmelerini engellediğini belirten Kaya, “Bu sistem düşünmeden önce, konuşmadan önce, bir şey sormadan önce izin alınmasını öğretiyor. Böylece çocuk, ömrü boyunca bir şey yapmadan evvel, ‘Benim bunu yapmaya hakkım var mı? Otorite buna izin veriyor mu?’ diye kendini özgürlüğünü otoritenin ellerine veriyor. Öğrencilerin aktif ve belirleyici olduğu Montessori okullarındaki öğrencilerin, öğrencinin pasif olduğu okullara göre çok daha iyi öğrendikleri keşfedilmiştir” şeklinde konuştu.

Çocuğun anne karnından itibaren annesinin tüm hislerini hissettiğini söyleyen Kaya, şöyle devam etti:

“Eğer çocuk istenen bir çocuksa var olmaya değer veriyor. Yapılan bir deneyde, 20 çocuk steril ve güzel yiyecekleri olan bir ortamda bakılıyor. Bakıcılarının onlarla göz teması kurmaması ve hiçbir şekilde sevgi göstermemesi isteniyor. Bunun sonucunda çocuklar, artık vazgeçme evresine geliyorlar. Önce bakışları ve mimikleri değişiyor. Bu evreden sonra da ölüyorlar ve ölümlerinden sonra bedenlerine bakıldığında sapasağlam oldukları anlaşılıyor. Buradan da anlaşılıyor ki, bizler küçükken havaya suya ihtiyacımız olduğu gibi anne babamızın sevgisine de ihtiyaç duyuyoruz.

Bütün anne babalar fark etmeden çocuklara zarar verirler. Bu yüzden iyi anne, iyi baba, iyi öğretmen olabilmek için kaçınılmaz tek bir şart var. O da kaçınılmaz olarak çocuğa zarar verebileceğimizin farkında olmak. Eğer ne yaparsak yapalım çocukların iyiliği için yaptığımızı kabul edersek, o zaman hatayı telefi etmek yerine hatayı meşrulaştırmış oluruz. Çocuk olumsuz davranışlar gösterdiğinde, aslında bu, bir şeyi başarmak, kanıtlamak içindir. Kendini başarılı hisseden çocuk, kötü davranmaz. Çocuğun kendisini ifade edebilmesi için, etrafındaki yetişkinlerin onu dinlemeye ve anlamaya hevesli olmaları gerekiyor. Çocuğa dair bir gerçeği bilmiyoruz. Bu, kötü olan bir dünyayı hep beraber inşa etmemiz demek oluyor aslında. Sorunlarımızın kaynağını da bilmiyoruz. Acılarımızın kaynağında da acılarımızın kendisi yok aslında. Acılarımızı sonuna kadar yaşamıyoruz ve acılarımızın ifadesi yasaklanıyor. Biz kendimizi ifade edebilseydik aslında kendinizi koruyabilecektik.”

Konferans sonunda Nihan Kaya’ya hediyesi takdim edildi.

29-11-2018 / B. Ulukaya

 
1.381 kez görüntülendi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.