Her Kripto Para Ayrı Değerlendirilmeli

Her Kripto Para Ayrı Değerlendirilmeli
02.02.2018
5.539
A+
A-

Sakarya Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSEFAM) Müdürü Doç. Dr. Süleyman Kaya, kripto paralara yönelik olarak bilgi eksikliğinden kaynaklı olumsuz fetvalar verildiğine dikkat çekerek, “Kripto para kullanımını onaylamayan fetva kurullarının göz ardı ettiği bazı noktalar var. Her kripto para kendi içinde ayrı olarak değerlendirilmeli” ifadelerini kullandı.

İSEFAM Müdürü Doç. Dr. Süleyman Kaya, Bitcoin gibi sanal para birimleri hakkında fıkhi değerlendirmede bulundu. “Kripto Para Birimleri ve Fıkhi Açıdan Değerlendirilmesi” başlıklı açıklamasında kullanımı giderek yaygınlaşan sanal para birimlerinin ‘para’, ‘finansal varlık’, ‘emtia’ gibi birçok tanımının bulunduğuna işaret eden Doç. Dr. Süleyman Kaya, ancak bu sanal para birimlerinin fiziksel bir gerçekliğe sahip olmadığını söyledi. Sanal paralara olan güvenin ise sistemi kullananların çoğunluğunun yanlış yapmayacağına olan inanç ile sağlandığını belirten Doç. Dr. Kaya, “Kripto paraların değerlerindeki aşırı oynaklık sebebiyle mübadele aracı ve ortak değer ölçüsü olma işlevlerini yerine getiremedikleri, dolayısıyla mevcut halleriyle para olarak kabul edilemeyecekleri söyleniyor. Ancak kripto paraların gelecekte genel kabul gören, daha istikrarlı bir para birimi olma ihtimali de gündemde” dedi.

Olumlu ve olumsuz yaklaşımlar var

Sanal paralara temel olan ve ciddi avantajları olduğu söylenen “Blockchain” teknolojisinin zincir gibi birbirine eklemlenmiş bloklardan oluştuğunu belirten Kaya, şu anda tedavülde yaklaşık bin 400 adet sanal para bulunduğunu, bu paralara yönelik çok farklı değerlendirmeler yapıldığını, aşırı olumlu yaklaşımların yanı sıra aşırı olumsuz yaklaşımların da bulunduğunu anlattı. Sanal paralara yönelik olarak düşük maliyetle para transfer etme imkânı, yüksek işlem hızı ve karşılıksız para basma imkânını ortadan kaldırması gibi olumlu yanlarının olduğunun söylendiğine işaret eden Kaya, buna karşılık değerindeki aşırı dalgalanma, yasa dışı örgütler tarafından kullanılması, yasal düzenlemelerin olmaması, vergilendirme zorlukları ve elektrik israfı gibi birçok olumsuz eleştiriler yapıldığını söyledi.

İslami açıdan da belirsizlik hakim

Sanal para birimlerinin İslam hukuku açısından geçerliliğine de değinen Doç. Dr. Süleyman Kaya, bu paralar hakkında bazı devletlerin resmi fetva kurullarının fetva açıkladıklarını söyledi. Bu konuda yetkililerin de bir belirsizlik içinde olduğunu ifade eden Kaya, “Açıklama yaptığını tespit ettiğimiz üç resmi fetva kurulunun tamamı benzer gerekçelerle kripto para kullanımının caiz olmadığı yönünde kanaat beyan etti. Ancak sivil olarak yapılan açıklamalarda cevazı yönünde fetva verenler de mevcut” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kripto paraların ciddi belirsizlikler taşıdığı, aldanma ve aldatma riski bulunduğu, belirli kesimlerin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine yol açtığı yönünde açıklamada bulunduğunu kaydeden Kaya, Filistin ve Mısır fetva kurumlarının da benzer fetvalarda bulunduğuna dikkat çekerek, bu fetvaların yine Diyanet’in yaptığı fetvalara benzer nitelikler taşıdığını söyledi.

Olumsuzluklarda genelleme yapılıyor

Fetvalarda özellikle iki konunun göz ardı edildiğine işaret eden Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birincisi 1375 kripto para içerisinden sadece Bitcoin üzerine odaklanılması. Hâlbuki bunların her birinin farklı hususiyetleri olabilmektedir. Özellikle yasaklık hükmü tüm kripto paraları kapsayacak şekilde zikredilmektedir. Fetvalarda özel olarak Bitcoinin caiz olmadığı dile getirilse de bu fetvalar da kamuoyunda genel anlaşılabilmektedir. Dolayısıyla bu söylenenlerin sair kripto paralarla ilgisi olmadığına vurgu yapmak daha isabetli olabilirdi.

Fetvalarda göz ardı edilen ikinci husus, Bitcoinin kullanımıyla ilgili her şeyin yeknesak kabul edilmesi. Yani alıp satmak ile ödeme yapmak, para transferi yapmakla madencilik yapmak gibi farklılıkların hepsi aynı kabul ediliyor. Hâlbuki bunlar arasında mahiyet itibariyle de şekil itibariyle de meşruiyeti etkileyebilecek önemli farklar vardır. Kumara benzemesi ise çok zorlama bir yorum olarak değerlendirilebilir. Aldatma ve aldanmaya gelince, burada ne tür bir aldatmadan bahsedildiğini, kimin kimi aldattığını anlamak güçtür. Zira her şeyin açık ve şeffaf olduğu ve herkes tarafından denetlenebildiği bir sistemle karşı karşıyayız.

Döviz gibi kullanılırsa meşrudur

Bir şeyin para olabilmesi için değerini devlet otoritesinden alması gerektiği meselesine gelince, fıkhen böyle bir şartın olduğuna dair her hangi bir delil serdedilmemiştir. Üstelik Hanefi kaynaklarda bir şeyin özel olarak para olmak üzere basılması halinde para olarak kabul edileceği, ancak bir şeyin para olarak kullanımında teamül oluşması halinde teamülün paranın basılması mesabesinde olacağı açıkça ifade edilir. Kripto paraya yönelik en önemli itiraz, spekülasyon ve manipülasyona açık olması ve aşırı dalgalanma neticesinde haksız kazanç ve zararların ortaya çıkabilecek olmasıdır. Kripto paraların toplam piyasa değeri dünya finansal piyasaları ile mukayese edildiğinde henüz küçük kalmaktadır. Dolayısıyla büyük sermayedarların piyasayı manipüle etme imkanı vardır. Ama zaman içerisinde kripto paraların çok daha büyük ölçeklere ulaşması halinde ki hızla büyüyor, bu problemin minimize olacağı dile getirilmektedir. Dolar alıp satmak sarf akdinin kurallarına riayet edildiği sürece fıkhen meşrudur. Ama ekonomik kriz dönemlerinde doların değer kazanarak Türk Lirasının değer kaybetmesini kendi lehine değerlendirenler olmuştur. Burada şeklen dolar alıp satma şeklinde bir sarf işlemi var. Ama bunun haklı bir kazanç, helal olduğunu söylemek çok zordur. İtibari paralar için söylediğimiz bu hükmü kripto paralar için de pek tabi ki söyleyebiliriz.

Tamamen denetimsiz değildir

Devlet denetimi ve teminatı altında olmama kripto paralara yöneltilen bir diğer eleştiridir. Ancak tamamen denetimsiz, kontrolsüz bir sistem söz konusu değildir. Ripple gibi merkezi bir kurumun denetim ve kontrolünde olan kripto paralar olmakla birlikte Bitcoin gibi kripto paralarda böyle bir yapı söz konusu değildir. Saadet zinciri benzeri belirli kesimlerin haksız ve sebepsiz zenginleşmesi meselesine gelince, Bitcoin üzerinden konuşacak olursak, saadet zinciri benzetmesinin isabetli olmadığı açıktır. Madenciler her türlü işlemin onaylanmasını, denetlenmesini ve kayda geçirilmesini sağlıyorlar.

Yasadışı kullanıma dikkat edilmeli

İllegal işlerde kullanılması da önemli bir itiraz noktasıdır. Kripto paraların illegal işler yapan kimselerin para transferlerini kolaylaştırdığı söylenebilir. Burada sistemin herkese sunduğu imkânın, illegal iş yapanlar tarafından da kullanılması söz konusu denilebilir.

Son olarak vergilendirme meselesi de önem arz eder. Türkiye’nin hala bu paralarla yapılan işlemleri nasıl vergilendireceğine karar veremediğini biliyoruz. Ama bazı ülkelerin hali hazırda bir şekilde vergi aldıkları da bir vakıadır.

Her kripto para biriminin kendine özgü bir yapısı ve kod sistemi olduğu unutulmamalıdır. Kanaatimizce kripto paraların mübadele ve değer saklama aracı olarak veya para transferinde kullanılmasında fıkhen bir beis yoktur. Aynı şekilde madencilik de fıkhen meşrudur. Ancak spekülasyon amacıyla kullanmak veya manipülasyon yapmak meşru değildir. Yine kara para aklamak, kaçakçılık yapmak gibi gayrimeşru işlerde kullanmak da caiz değildir. Kripto para için meşru olmadığını söylediğimiz bu hususlar tedavüldeki her türlü para için de geçerlidir. Kripto parayı ister para, ister emtia, ister finansal varlık kabul edelim, fıkhen mütekavvim olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla kripto para fıkhen zenginlik hesabına dahil edilmeli ve zekatı verilmelidir.”

02-02-2017 / ST


5.539 kez görüntülendi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.