15 Temmuz Diğer Darbelerden Farklı

15 Temmuz Diğer Darbelerden Farklı
10.02.2017
2.378
A+
A-

Sakarya Üniversitesi Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezi’nin (SASGEM) düzenlediği Çarşamba Konferansları’nın bu haftaki konuğu Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ramazan Yelken oldu.

Hukuk Fakültesi Sabahattin Zaim Konferans Salonu’nda 8 Şubat Çarşamba günü gerçekleştirilen konferansta Prof. Dr. Yelken, 15 Temmuz Darbe Girişiminin sosyolojisini anlattı. 15 Temmuz darbe girişiminin, ülkede yaşanan diğer olaylardan çok farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Ramazan Yelken, “diğer darbelerde net şekilde ordunun içinde bir cuntanın hükümete, yönetime el koyması var. Burada ordu var ama sadece bir manipülasyon, bir araç olarak var. 30-40 yıla dayanan bir devşirilmişlik söz konusu. Yani bir örgüt var burada ilk defa, cunta değil. Türkiye’de ilk defa dini görünümlü bir örgüt, darbe yapıyor. Daha önce hiç alışılmamış bir süreç” diye konuştu.

Toplum olarak darbeye karşı dirençle yaşıyoruz

Türkiye’nin tarih boyunca darbelerle karşı karşıya kaldığını hatırlatan Yelken “Toplum olarak darbeye karşı dirençle yaşıyoruz.15 Temmuz’un bilincini oluşturan aslında tam da bu bilinçtir. Bu bilincin oluşması da, tabi ki kolay olmamıştır. Arkasında uzun bir dönem vardır. 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası çok şey yazılıp, çizildi, hakkında hala konuşuyoruz. Fakat bugün yapmak istediğim, olayın arka planımda kalan darbe girişimini başarısız kılan direnişi ve onu oluşturan ‘alt bilinci ’anlayabilmek” diye konuştu.

İlk önemli darbenin 27 Mayıs 1961 Darbesi olduğunu söyleyen Yelken “Bu darbede halktan ziyade hükümet kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. 12 Eylül Darbesi, Türkiye’nin siyasi ve sosyal olarak hâlâ etkilerini yaşadığı bir sosyal harekettir. Bugün konuştuğumuz Anayasa değişikliğinin büyük bir sebebi bu darbe sonrası yapılan yasadır.” ifadelerini kullandı.

Hem halk hem siyasetçi üzerine düşeni yaptı

15 Temmuz Darbesinde hem halkın hem siyasetçinin üzerine düşen görevi yaptığını belirten Prof. Dr. Yelken şunları söyledi:

“Önceki darbelerde halkın ve halkı temsil eden liderlerin sesi bu denli gür çıkmamıştır. Hemen hemen tüm Türkiye’nin darbe karşıtı bir eylemde bulunmasının sebebi bir alt bilincin oluşmasıdır. Darbe planın arkasını sosyolojik olarak okuduğumuz zaman, karşımıza üç kuşak çıkmaktadır: 27 Mayıs Darbesini yaşayanlar, 12 Eylül Darbesini yaşayanlar ve Suriye, Arap Baharı olaylarına bizzat şahit olan genç kuşaktır. Bu darbede 3 kuşakta bir aradaydı ve her görüşün temsilcileri vardı. Hiçbir sosyal olay kendi kendiliğinden olmaz, arkasında yatan sosyal bir sebep vardır. Yani darbe girişimini engellemeye çalışan bu hareket kesinlikle bilinçli bir harekettir. Hemen hemen Tüm Türkiye sokağa çıkanıyla, çıkmayanıyla, Sağıya, soluyla herkeste darbe karşıtı bir görüş ve ayaklanma oluşmuştur. İnsanları bu davranışa iten sebep Darbe karşıtı bir alt bilincin oluşmasıdır.”

Daha önce alışılmamış bir süreç

15 Temmuz darbe girişiminin, ülkede yaşanan diğer olaylardan çok farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Ramazan Yelken, “diğer darbelerde net şekilde ordunun içinde bir cuntanın hükümete, yönetime el koyması var. Burada ordu var ama sadece bir manipülasyon, bir araç olarak var. 30-40 yıla dayanan bir devşirilmişlik söz konusu. Yani bir örgüt var burada ilk defa, cunta değil. Türkiye’de ilk defa dini görünümlü bir örgüt, darbe yapıyor. Daha önce hiç alışılmamış bir süreç” diye konuştu.

Dini lider görünümlü bir meczup

“Daha önceki darbelerin hiçbirisinde, askeriyenin dışında kimse karışamazdı” diye konuşan Yelken, “İlk defa darbenin lideri, dini lider görünümlü bir meczup. Çünkü esir alınanlara Akıncı Üssü’nde ‘Sizi efendiyle görüştürelim’ teklifinde bulundular. Darbeyi yöneten bir liderin olduğu ayan beyan ortada” ifadelerini kullandı.

Türkiye şeffaflaşabilmeyi öğrenmeli

Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişiminden ders çıkarması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Ramazan Yelken “Bir cemaat yapılanması sonucu yaşanan bu darbe girişiminin dini görünümlü olduğu göz önünde bulundurulmalı ve ders çıkarılmalıdır. Çünkü diğer dini gruplarda aynı potansiyeli taşıyabilir. Türkiye sivilleşmeli, sivil toplum örgütleri yaygınlık kazanmalı ve şeffaf olmalıdır” şeklinde konuştu.

Konferansın ardından Prof. Dr. Ramazan Yelken’e, SAÜ Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. .Dr. Mustafa Kemal Şan tarafından hediye takdim edildi.

10/02/2017 – HAY
2.378 kez görüntülendi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.